Yeni sisteme yeni söylem

İttifakı” nın HÜDA-PAR’ın da katılmasıyla genişlemesi ihtimali ayrıca başka partilerin de olası katılma durumları da göz önüne alınarak “ittifak protokolü” de kritik bir başlık. Seçim sürecinde seçim beyannamesi ile birlikte ittifak protokolü de açıklanacak ve ardından da resmen Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sunulacak.

Osman Sert: Muhalefet alternatif sunmalı
AKP’nin olası seçim kampanyasını ve söylemini Panorama TR Araştırma Direktörü Osman Sert, DW Türkçe’ye değerlendirdi. “AKP seçimlere yeni bir söylemle girmeye hazırlanıyor. 21 yıllık bir iktidarın yeni söylem vurgusu ne kadar etkili olur?” sorusuna Sert, şu yanıtı verdi:

“Bu yeni sistemin ilk seçimi. Başkanlık sisteminin işlediği ortamda gerçekleştirilen ilk seçim de olacak, bu anlamda önemli. Ben Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu söylemlerinin başarılı olmasının kendi söylemlerinden ziyade muhalefetin söylemlerine bağlı olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan tabii ki ’20 yıldır yaptığımız şeyi yapmaya devam edeceğiz ve bu şekilde kazanacağız’ demeyecek, ‘yeni bir heyecan, ben Türkiye’ye yeni ufuklar vaat ediyorum’ diyecek. Bu Sayın Erdoğan değil başkası olsa da bunu söyleyecekti zaten. Burada mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerinin gerçekten ne kadar yeni olduğunun, daha önce verilen sözlerin ne kadarının tutulup tutulmadığının ve şimdi verilecek sözlerin ne kadar tutulup tutulmadığını anlatacak olan da muhalefet. Muhalefetin en önemli iki fonksiyonu var, bir topluma daha iyi alternatif sunabilmek ‘ben ülkeyi olandan daha iyi yönetirim’ demek, bunu programları ve vaatleri ile anlatmak. İkincisi de mevcut iktidarı denetlemek. Mevcut iktidarın sözlerini ne kadar tutabildiğini ülkeyi ne kadar iyi yönetebildiğini ya da neden yönetemediğini dolayısıyla yanlışlarını iyi anlatabilmek.”

“Erdoğan muhalefetin açığını kullanıyor”
Seçime giderken ekonomide tüm tabloların olumluya doğru dönmesinin ve AKP’nin “bakın düzeliyor biz gidersek bozulur” mesajı taşımasının “Bu bir yerde korku salma ama bunun ötesinde bir şeyden bahsetmek lazım. Erdoğan özellikle son altı ay içerisinde ekonomi ile yaptıkları ile toplumsal dinamikleri ile yaptıkları ile yöneten bir lider figürü çiziyor. Bu doğru ya da yanlış tartışması değil. Semerkant’ta Şangay Beşlisi liderleri ile bir araya geliyor. New York’ta diğer dünya liderleri ile buluşan, Prag’ta Avrupa Siyasi Topluluğu ile aile fotoğrafına giren, BM toplantısında Biden ile görüşen, tahıl koridorunu açan, Putin ile konuşan, Ukrayna ile de temas eden bir lider var, yöneten bir lider. Doğru ya da yanlış yönetiyor içerik tartışmasını bir kenara koyuyorum. Şu anda insanlar yöneten bir cumhurbaşkanı görüyor. Fakat muhalefette yönetecek bir lider görmüyorlar. Muhalefetin temel açığı bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu açığı kullanıyor” değerlendirmesi yaptı.

Sert, AKP’nin “Biz kaybedersek Türkiye geriye gider, vesayet gelir, terör örgütleri daha etkin olur” söyleminin de kendi tabanında etkili olduğunu söyledi. Sert, “Ak Parti seçmeni Erdoğan’ın bu söylemlerini satın alıyor ve o yüzden de oy veriyor. Mesele bu söylemin ne kadar satın alındığı ve bu söylemin aksini üretebilecek bir söylem olup olmadığı. Burada belirleyici olacak olan bu. Onun haricinde özellikle ekonomide ‘Erdoğan gidince daha kötü olacak’ yaklaşımının çok satın alındığını düşünmüyorum ama toplum ekonomik sorunları da muhalefetin çözebileceğini düşünmüyor. İktidarın da çözebileceğini düşünmüyor. Panorama TR anketlerinde muhalefet tarafından seçilen cumhurbaşkanı ülkeyi bugünden daha iyi yönetebilir algısı var. ‘Bugün o kadar kötü yönetiliyor ki gelen bundan iyi yönetir’ diye çıkıyor. Muhalefet ekonomik sorunları çözer, dış politika sorunlarını, güvenlik sorunlarını çözer, birikmiş problemleri çözer diye değil. Bugünden iyi olur diye oy tercihinde bulunuyor” dedi.

“Sistem sorunu anketlerde çıkıyor”
Osman Sert, muhalefetin bu algıyı “biz de sorunları çözeceğiz” üzerinden yürütmesi gerektiğini de söyledi. Panorama TR’nin araştırmalarında parlamenter sisteme dönüşe ciddi desteğin verildiğini söyleyen Sert, “Bu tek başına seçmeni sandığa mobilize etmeye yeten bir söylem değil. Bu konuda bir bütünlük var toplumda. Yönetime dair bütünlüklü söylem geliştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *